Solaris

Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Solaris

Burda herşeyi bulacağınız bir ortamımız var.Gelin,üyemiz olun ve eğlenin.


    Mevlâ'ya Götüren Yol da Bellidir, Belâya Götüren de

    Hilalim
    Hilalim


    Mesaj Sayısı : 56
    Kayıt tarihi : 08/04/08

    Mevlâ'ya Götüren Yol da Bellidir, Belâya Götüren de Empty Mevlâ'ya Götüren Yol da Bellidir, Belâya Götüren de

    Mesaj tarafından Hilalim Ptsi 21 Tem. 2008, 4:28 pm

    Hukukta temel bir kural vardır, “Kanunu bilmemek mâzeret sayılmaz”. Müslümanlıkta da buna benzer bir kural mevcuttur. Bir mü’min için, İslâm dininin temel hükümlerini, emirlerini, yasaklarını, farzlarını, haramlarını bilmemek mâzeret teşkil etmez. Çünkü mü’min o kimsedir ki, ezelde “Elest Bezmi”nde, Allah kendisine “Ben senin Rabbin değil miyim?” diye sorduğunda “Evet, Sen elbette Rabbimsin” cevabını vermiştir. Mü’min, Kelime-i Şehadet’in ikinci kısmında Peygamber Efendimize iman ettiğini kesin bir şekilde beyan etmiş, bu suretle O’na biat etmiş durumdadır.
    Nasıl bir asker, vazife ve hizmetiyle ilgili bütün bilgileri, talimatı, öğretileri çok iyi bir şekilde öğrenip bilmekle mükellefse, bir Müslüman da, Allah’ın ve Resûlünün tâlimatını öğrenmekle mükelleftir.
    İslâm dini, bağlısına hayvanî ve sınırsız bir hürriyet tanımaz. Müslüman başıboş değildir. Allah sınırlar çizmiştir, Müslüman onları aşmaz.
    İslâm’da Mevlâ’ya ve belâya giden yollar çok açık, çok kesin, çok seçik bir şekilde anlatılmıştır.
    Müslüman, dinin temel talimatı olan ilmihalini iyice bellemekle yükümlüdür.
    Mevlâ’ya götüren yollar:
    1. İmanını taklitten tahkike çıkartmak.
    2. Tashih-i itikad, yani inanmaya ait hüküm ve bilgilerinin sahih (doğru, Kur’ân’a ve Sünnete uygun) olması. Bid’atlerden ve yanlışlardan uzak olması.
    3. Başta beş vakit namaz olmak üzere bedenî, lisanî, malî ibadetleri dikkatle eda etmek.
    4. Her nevi haramdan, fuhşiyattan, azgınlıktan kaçınmak.
    5. Canıyla, malıyla cihad etmek.
    6. Nefsiyle Büyük Cihad yapmak. Nefs-i emmâresinin, kendisinin en büyük düşmanı olduğunu bilmek ve onun tuzaklarına düşmemek.
    7. Peygamberi en güzel örnek ve model olarak kabul etmek ve hayatını O’nun sünnetine uygun hale getirmek.
    8. Allah ile olan işlerinde ihlâsı, yaratıklar ile olan işlerinde adaleti ve şefkati esas kabul etmek.
    9. Geçici, fânî, aldatıcı, kahbe dünyaya aldanmamak, onun tuzaklarına düşmemek.
    10. İsraftan, lüksten, gösterişten, aşırı tüketimden uzak durmak; kanaat ve zühd ile yaşamak; ihtiyaçlarını çoğaltmamak, mütevâzı olmak.
    11. Allah’ın kendisine nasip etmiş olduğu nimetlerin bir kısmını ihtiyaç sahiblerine dağıtmak.
    12. Allah’ı hiç hatırından çıkartmamak.
    13. Allah için sevmek, Allah için buğz etmek.
    14. Bütün mü’minleri kardeş bilmek, onlarla olan kardeşlik bağını kopartmamak. Aralarında meşreb, fikir, görüş farkı olsa da birliği ve muhabbeti bozmamak.
    15. Allah’a, Resulüne, bizden olan emir sahiplerine itaat etmek. Resulullah’ın vekili, halifesi, vârisi durumunda bulunan emîrü’l-mü’minîne biat ve itaat etmek. Ayrıca ulemaya, gerçek şeyhlere, kâmil mürşidlere itaat etmek, onların emirlerini, tavsiyelerini can kulağı ile dinlemek ve yerine getirmek.
    16. Şeytan’ın en büyük aleti ve yardımcısı olan parayı, altın ve gümüşü, dolar ve euroyu, dünya mallarını ana değer ve put haline getirmemek.
    17. Allah’ın rahmetine nail olmak için merhametli olmak, bütün yaratıklara rahm etmek. Bigayri hakkın kimsenin canını yakmamak; bir böceğe, bir ota bile zulüm etmemek.
    18. Harbî, vahşi, merhametsiz, zâlim kefere ve fecereye karşı sert olmak.
    19. Müslümanların zimmetinde olan Ehl-i Kitab’a haksızlık ve zulm etmemek.
    20. İyi insan, iyi vatandaş, iyi komşu, iyi işveren, iyi işçi ve memur olmak.
    21. Yaptığı her işi en güzel, en doğru, en iyi ve mükemmel şekilde yapmak.
    22. Faizden, ribadan, batıl alışverişten kaçınmak.
    23. Yeryüzünde Allah’ın şahidi olmak.
    24. Kendisini Resûl-i Kibriya aleyhissalatü vesselamın askeri bilmek.
    25. İslâm ve Müslüman düşmanlarıyla ittifak yapmamak, onları dost ve veli edinmemek.
    26. Dünyada ne kadar kalacaksa dünya için o kadar; âhirette ne kadar kalacaksa âhiret için o kadar çalışmak.
    Bu yirmialtı maddeye uyanlar, Allah’ın lütuf ve keremi ile ebedî mutluluğu kazanır. Bu yirmialtı madde insanı Mevlâsına götürür.
    Bunlara riayet ve dikkat etmeyenler Mevlâlarını değil, belalarını bulur.
    – İtikadı bozuk olanlar.
    – Namazı terk edip şehvetlerine uyanlar.
    – Haram yiyenler.
    – Altın Buzağıya (paraya, mala) tapanlar. En büyük değer olarak parayı kabul edenler.
    – İnsanlara ve diğer mahlukata zulm edenler.
    – Gaddarlar, merhametsizler.
    – Kibir ve azamet sahipleri.
    – Din ve mukaddesat bezirgânlığı yolu ile Müslümanları aldatıp paralarını toplayıp zimmetlerine geçirenler.
    – Yalan söyleyenler. Verdikleri sözleri yerine getirmeyenler. Emanetlere hıyanet edenler.
    – Zenginlik ve ikbal sarhoşluğu ile dünyaya tepeden bakan mağrurlar.
    – Din kardeşleri aç, sefil, perişan bir vaziyette sürünürken kendileri Nemrud ve Firavun gibi zevk u safa, sefahat içinde yaşayanlar.
    – Devletin ve Belediyelerin bütçelerini ve imkanlarını hortumlayarak saçı bitmedik yetimlerin, fakir fukaranın haklarını zimmetlerine geçirenler.
    – Münafıklık edenler.
    – Yeryüzünde fitne ve fesat çıkartanlar.
    – Allah katında tek hak ve geçerli dinin İslâm olduğu gerçeğini örtüp, batıl dinlerin de hak olduğu sapık inancını yaymaya çalışanlar.
    – Allah’ın inzal etmiş olduğu kesin hükümleri kabul etmeyip dinde reform, yenilik, değişiklik yapmaya çalışanlar.
    – Kafirlere, zalimlere, münafıklara, İslâm düşmanlarına yaranmak için Kur’an’ı kendi re’y ve hevalarıyla bile bile yanlış yorumlayanlar.
    – Helal veya haram servetler kazanıp, bunları kenz yapanlar, iddihar edenler (Yani istifleyenler).
    – İslâm düşmanı zalim ve harbi kafirlere karşı şefkatli ve merhametli, Müslümanlara karşı sert ve yazu hareket edenler.
    İşte bunlar belalarını arayanlardır.
    Evet kimse kendisine mâzeret aramasın. Mevlâya götüren yol da apaçık bellidir, belaya götüren yol da...
    İş işten geçtikten sonraki pişmanlığın fazla faydası olmaz.
    Hangi yoldayız? İyice düşünelim.

      Similar topics

      -

      Forum Saati C.tesi 27 Nis. 2024, 11:59 pm